Haut Mal
Ele’nin yani Elif Gül’ün anısına…
- Şimdi hangi zamandayız?
- 1969’un herhangi bir anında mıyız yoksa 2024 sonbaharında mıyız?
- Peki, nasıl hatırlarız kaybettiğimiz zamanı?
Antropolog Maurice Godelier, Spinozacı bir minvalde, doğanın insanileşen, mülkileşen ve toplumsallaşan bir yapı olduğunu söyler. Godelier şu önemli saptamayı da yapar: insanın bir tarihi vardır; çünkü insan doğayı dönüştürür.[2] Bu yüzdendir ki; bütün bu hatırlamanın kaynağı doğa ve onu dönüştürme gücümüz olmalıdır.
Şair ve etnolog Michel Leiris, Dakar ve Cibuti’deki etnolojik çalışmalarının ardından 1934’ün ekim ayında iki kitabının adını günlüğüne (Journal 1922-1989) yazar: Haut Mal ve Age d’Homme (Erginlik Yaşı). Leiris’in şiir kitabı “Haut Mal” farklı coğrafyalarda ve dillerde başka çağrışımlara neden olacaktır. Burada Haut yüksek ve Mal ise hastalık, iyi hissetmemek vb. anlamına gelir. Bu iki kelimenin birleşimi de bizi hafızalara Büyük Felaket olarak geçen Dersim Soykırımı’na (1937-38) götürür.
Yine aynı tarihlerde M. Leiris bir savaş beklediğini de yazar.
Savaş
Sesler, imajlar…
Her şeyin birbirine karışması, yer yön bulamamak,
bir iz bulamamak
benzerlikler
ve
kaybetmek sürekli, yitirmek
bazen parça, bazen bütün
belleksiz kalıncaya kadar hatırlamak anıları
çürümek
yalnız ve yalnızca Hawte Mal diyebilmek
şimdi zamanlardan hangi zaman?
Belleksiz, şiirsiz, şirsiz[3] bir zaman,
gözsüz bir zaman.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder