ÇOBANLIĞIN FELSEFESİ
“Çobanlık deyip hafife almayın. Çobanlığın felsefesini anlamayan, psikolojisini anlamayan insan yönetemez. Ben de bir çobanım.” diyor Tayyip Erdoğan.1 Çoban sözcüğü ‘Varlığın Çobanı’ Heidegger’in felsefesini çağrıştırsa da, ufukta yepyeni bir felsefe beliriyor! Peki, Erdoğan’ın, halkı yönetme gücünü bulduğu çobanlığın felsefesi nedir?
"Elinde silahı, bombası olan teröristle elinde Dolar’ı, Euro'su olan arasında amaç bakımından hiçbir fark yoktur".
Ve ‘hayır’ diyenlerin konumu aslında 15 Temmuz’un bir yerde de yanında yer almaktır. Bunu kimse sağa, sola çekmesin.”
Bu cümleler özdeşlik ifadelerine karşılık gelir. Diğer bir deyişle iki bildirimin bir ve aynı şey üzerinde birliğidir. A B’dir diyebileceğimiz gibi B A’dır da diyebiliriz. Bu bakımdan bütün özdeşlik yargıları simetriktir. Ayrıca bir öznenin iki özel ada sahip olduğunu gösterir. Örnek olarak, motor arabalar otomobildirler.2 Dolayısıyla “Hayır” diyenler “darbe”den yanadır. Darbeden yana olanlar “Hayır” diyenlerdir. Ancak Erdoğan, özdeşlik ifadelerine karşılık gelen cümlelerde, birbirine karşıt, birbiriyle ilişkisiz olan terimleri, kişileri ve örgütleri birbirine eşit kılmıştır. Bu mantığa göre eşitlik şu şekilde kurulur: HDP= FETÖ= Ergenekoncu= Darbeci = Eurosu Olanlar = ISİD= Barış Akademisyenleri…
KAVRAM YARATIMI
Burada, bir şeyin ne ise o olduğu, bir ve aynı zaman ve mekânda bir şeyin kendisi dışında başka bir şey olamayacağını dile getiren düşünmenin temel ilkesinden biri olan özdeşlik yok sayılmıştır. Yani HDP, HDP olarak var olmaktan kesilmiş ve bir anda FETÖ olmuştur. Her şey bir ve aynı kefeye konulup aynılaştırılmıştır.3 Bununla birlikte daha vahim düşünceler eşikte sıralanır: Kavramların, tarihin ve insanlığın yıkımı.
Kavram yaratımı ben söyledim oldu tarzında bir keyfilikle değil, incelikli bir düşünmeyle gerçekleştirilir. Kavramın, gerçeklikle bir nebze de olsa örtüşmesi gerekir. AKP ile birlikte kavramlar bir safsatanın parçaları haline gelmiştir. Cumhurbaşkanı tarafından da iradi olarak kavramların içerikleri değiştirilmektedir. ‘Hayaldi gerçek oldu’ söylemindeki keyfilik, düşünmeyi ve akıl yürütmeyi hiçe saymaktadır. Ancak Cumhurbaşkanı, kavramların bir tarihinin olduğunun ve zoraki üretilmiş içerikleri de kolaylıkla içermeyeceğinin farkında değildir. Kavramlar tarihleriyle ve içermiş olduğu rasyonel ilişkileriyle bu türden kurnazlıklara direnirler.
PEÇELEME
Özdeşlik ilkesinin tahribatı muhalefete yönelik işlemektedir. 15 Temmuz darbe girişiminin sonrasında zirveye vuran AKP’ye muhalif olan kesimlerin bizzat AKP tarafından aynılaştırılma çabası ile bu kesimler arasındaki karşıtlıklar, çelişkiler ve farklar peçelenir. Düşüncenin belirlenimleri gizlendiği zaman ise düşüncenin kendi zeminiyle, tarihiyle ilişkisi kaybolur. Bu noktada Sol ve HDP, FETÖ ile aynılaşırken kendi kendisinden başkalaşarak tarihsel devamlılığından kesilir.
AHMET ŞIK ÖRNEĞİ
Bu bağlamda Ahmet Şık’ı anmak yerinde olacaktır. Ömrünü gerçeğin açığa çıkmasına adamış Ahmet Şık, AKP’nin gerek çıraklık gerek ustalık döneminde uyduruk gerekçelerle cezalandırılmış ülkenin değerli gazetecilerinden biridir. Bununla beraber, Ahmet Şık’a yapılanlar çobanlığın felsefesinin ne olduğunu gözler önüne serer. “Dokunan Yanar” adlı kitabı ile Fethullah Gülen cemaatinin devlet kurumlarındaki kadrolaşmalarını bütün yönleriyle gün yüzüne çıkartan Ahmet Şık, yeni yıla sayılı günler kala PKK ve FETÖ propagandası yapmaktan gözaltına alındı ve tutuklandı. Bu durumu, Şık’ın da tanımladığı gibi paradoksal bir zihniyetin işleyişindeki tutarsızlığı ve adaletsizliği olarak yorumlayabiliriz. Bununla birlikte, yalan ve iftirayla üretilen tutarsızlık, iktidar tarafından karşı-ötekine yansıtılarak Şık’ın geçmişiyle şimdisi arasında bir uçurum yaratılmak istendiği de vurgulanmalıdır. AKP, muhalif olanların tarihsel sürekliliğini bozmaya çalışır. Kişisel özdeşliğin sürekliliğini yani kişinin kendisi ile olan, dünya ile olan ilişkiselliğin sürekliliğini kesintiye uğratır. Gözaltılar, cezaevleri ve işten atmalar ise muhalif bireylerin ilişkisel sürekliliğini bozmak için uygun araçlardır.
AKP’nin iktidarını destekleyenler ise korkuyla ve şükürle kendiliklerine tutunurlar. Bu korku AKP’lilerin sinmesine neden olmaz; bu korkuyla onların özleri, kültürleri açığa çıkacaktır. Böylece, çobanlığın felsefesine göre sahici, gerçek olan varlıklar AKP’lilerken; geriye kalan ise tarihsiz, özsüz bir güruh olacaktır. Yıkımdan gücünü alan çobanlığın felsefesi, her şeyi yok etmeye çalışırken yüzeye yayılan küften başka bir şey olamayacağını unutur. Yani, ‘Çoban’ ayakları yere değdiği için bizzat dünyanın kendisi olduğu yanılsamasına hapsolmuştur.
AKP’nin düşüncesinden yayılan sözlerin tek vadettiği kavramların, tarihin ölümüdür ve bu ölüm hepimiz için bir ve aynı sonu arzulamaktadır; er ya da geç.
1Sputnik Tükiye, https://tr.sputniknews.com/ekonomi/201611141025797824-erdogan-coban-insan-felsefe-coban/ 14.11.2016
2Bunnin, Nicholas, Jiyuan yu, The Blackwell Dictionary of Western Philosophy, Blackwell Publishing, 2004, s. 327.
3Tanıl Bora, Hiç Farkı Yoktur, Birikim Dergisi, http://www.birikimdergisi.com/haftalik/8063/hic-farki-yoktur#.WKtyZG_hDIU, 07.12.2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder