Şundor/Sınır
Engin Eroğlu’nun anısına…
“Haq, kêmera şundor barê vılê mordêm mekero./Haq kêmera şundor na dina u a dinade barê vilê to kero.” (1)
Bu yazı bütünüyle kırmızıyla, hem de aşılmış bütün sınırların kırmızısıyla yazılmalıydı. Sonra kendi derelerinin kırmızı çizgilerini geçmekten korkanların kapılarına ve hâlâ kan sızan tarihin duvarına asılmalıydı.
Dersim Belediyesi Meclisi, oy çokluğuyla aldığı kararla belediyenin isminin Dersim olarak değiştirilmesine karar verdi. Bunun üzerine Devlet Bahçeli, isminden aldığı güce dayanarak, Belediye Meclisi’nin kararı ile ilgili olarak şu cümleleri dile getirdi: “Söz konusu belediyenin hizmet binasında bulunan tabelalarda yazılı “Tunceli” ifadesinin yerine Dersim yazılmasıyla ilgili karar yok hükmündedir, ayaklarımızın altındadır, gereği de mutlaka yapılmalıdır. Türkiye’de resmi olarak ‘Dersim’ ismiyle anılan bir vilayet yoktur, olamayacaktır. Komünist ve bölücü komploya göz yummak, alttan almak, sessiz kalmak feci akıbetlere davetiye çıkaracak, beka düzeyinde tehlikelere kapı aralayacaktır. Hiç kimse aldığı oy ve desteğe güvenmemelidir. Hiç kimse Türk milletinin hassasiyetleriyle oynamaya kalkışmamalıdır. Yanlış hesap mutlaka dönecek, namlu ters tepecek, muhatapları elbette mahcup ve millet nezdinde mahkum olacaklardır.” (2) MHP’li Milletvekili Mehmet Taytak ise Türkiye Cumhuriyeti’nin meclisinde şunları söyledi: “Popülizme yenik düşerek bazı çevrelere şirin gözükmek için geçmişi karıştırmaya çalışanların sonu, geçmişte dedelerinin başına gelenlerden çok farklı olmayacaktır. Kendi hayal aleminde Türk devletine başkaldırdığını düşünenlere er ya da geç devletin tunç eli tanıtılacaktır.” (3)
Devletin elini, kolunu en yakından bilen ve bu organların neler yapması gerektiğini de söyleyen her iki şahsiyetin en dikkat çekici ve neredeyse birbirini tamamlayan sözlerinin yankısına kulak verelim: “Dersim ismiyle bir vilayet yokturrrrr, olamayacaktırr”, “geçmişte dedelerinin başına gelenlerrr”… İnsanların birbirini unutmak zorunda bırakıldığı, her şeyin lime lime edildiği geçmişte, vilayet adını yitirmiş ve “devlet”e göre vilayetin adı da artık Dersim olmayacaktır değil, olamayacaktır. Artık öngörülen, belirsiz bir gelecek yerine bu geleceğe zorla sahip olan ve zamanı donduran, sınırı geçmiş bir sınır olarak “Devletten” bahsediyoruz. O, bu vilayete yeri geldiğinde Dersim diyebilir, ama vilayetin insanına asla Dersim dedirtmeyecektir. Çünkü Dersim’e, Dersim denilmesi bir “beka” sorunu olarak görülmektedir. Yine de sormalıyız, Dersim 38, Türkiye’nin bekasını sağlamak için yeterli olmamış mıydı? Ancak söz konusu olan “Yeni Türkiye”nin bekasıdır ve Dersim için yeniden bir tunç el
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder