22 Şubat 2020 Cumartesi





                                                 80 Kuruş





“Coğrafya kaderdir” sözü üzerine defalarca yazıldı. Başa gelen ve sıradanlığa dönüşmüş suçların yarattığı tahribat bu sözle dillendirilmiştir. Aynı şekilde bir ulusa ait olmak bakımından kişinin yaşadığı güçlükler ve acılar yine bu sözle taçlandırılmıştır. Bu söz ağızdan her çıktığında duygular da kader sözcüğünde birikir. Bu bir yanıyla değiştiremeyeceğimiz, başa gelenlerin toplamıdır. Başa gelme burada kaderin gerçekleşmesi adına kişinin yaptıklarını, kendi kaderine düşmeyi ve yakalanmayı imlemektedir. Yani kişi tam da kendi kaderini ya da ona biçilen kaderi yaşamakta ve gerçekleştirmektedir. Öyleyse tam da bu noktada sorulması gereken soru coğrafyanın bu kaderi nasıl ürettiğidir?
Coğrafyacı, Tanrının kutsal bakışını kullanarak dünyanın temsilini haritaya yansıtır. Sonsuz olandan sınırlı olana doğru bu bakışta aynı şekilde sonlu olandaki sonsuzu kavrama arzusu vardır. Sonlu olan, haritada yani dünyada kendi sınırlarıyla yer edinir. Böylece sınır aracılığıyla mekân, belirsiz olmaktan çıkarak belirlenim kazanır. Devamında ise sınırların hapsettiği farklılıkların ve farklı zamansallığa sahip varolanların etkileşimiyle büyük olanın resmi ortaya çıkar. Öte yandan dünya ister Tanrısal ister insani bakış açısıyla çizilsin bir mekânın en temel özelliğinden biri farklı zamansallığa sahip varolanları eş zamanlı kılmaktır. İnsanın, hayvanların, toprağın, ağaçların, havanın ve suyun farklı devinimleri vardır. Tahmin edileceği üzere her biri kendi içinde de farklılıklara göre bölünmeye devam eder. Buna karşın tüm bu farklılığın belirleyeni doğanın ve aktüel bir sonsuzluk olan Tanrının kendisidir. Dünyanın bu resmedilişinde, Tanrının kutsal bakışı altında bir toz zerresi olarak görünen Ala Hennuş, doğumdan ölüme yazılmış kaderine göre Suriye’de doğmuş, Antalya Kepez’de un çuvalı taşırken 2019’un Ağustos ayında 23 yaşında

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Haut Mal Ele’nin yani Elif Gül’ün anısına… Şimdi hangi zamandayız? 1969’un herhangi bir anında mıyız yoksa 2024 sonbaharında mıyız? Peki, na...