16 Şubat 2020 Pazar



                                                            Ecinniler



İzmir’in aydınlık caddelerinin birinde güvercin beyazı bir duvarın üzerinde bir yazılama var: On Ekim’de haydi Ankara’ya!
On Ekim’de Ankara’da istasyon garı kavşağındayız. Sırtımızda çantalarımız, ellerimizde sevdiklerimizin elleri var. Gözlerden uyku ve uykusuzluk arasında varılmış bir yolculuğun yorgunluğu dökülüyor, ama ekimin tatlı sert havası alıp götürüyor uyku esnemelerini. Sloganlar atılmaya başlanıyor ve halay için bir araya geliniyor. O sıra sekiz yaşlarında bir çocuk yüzünde güleç bir ifadeyle beliriyor. Halayın türküsüne eşlik etmeye çalışıyor. Elinde sımsıkı tuttuğu incecik bir kitap var ve başını eğerek arada bir kitabın kapağına sevinçle bakması merak uyandırıyor. Neydi kitabın adı mesela? Minicik elinden açıkta bıraktığı Kara sözcüğü hemencecik beliriyor ve tam o esnada kulakları sağır eden bir patlama sesi duyuluyor. Ölüm dağılıyor her yere parça parça. Bir kitap, Küçük Kara Balık kitabı yekvücut serilmiş…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Haut Mal Ele’nin yani Elif Gül’ün anısına… Şimdi hangi zamandayız? 1969’un herhangi bir anında mıyız yoksa 2024 sonbaharında mıyız? Peki, na...